İstediğimiz kadar üniversite bitirsek de, körü körüne direnip sadece inkâr ettiğimizde ?cahil? damgasını yeriz sadece. Değil mi ki hayatı algılamamız, at gözlüğü ile bakmamız kadar sığ! Değil mi ki bu hayata sadece yandaş olarak dâhiliz! Bu acı gerçek kişinin kaçınılmaz sonudur, kaderidir. Benim yapacak hiçbir şeyim yok, Allah yardımcınız olsun derim sadece. Tarihi değiştirmek, başkalaştırmak; güneş tutulması misali geçici bir süre olasıdır. Fakat tarihte giz olarak kalacağı sanılan her yaşanmış olay gün gelir sır olmaktan çıkar. Yani gerçekleri gizleyemezsiniz, çünkü güneş balçıkla sıvanmaz?
Atatürk´ün Bursa Nutkunu uydurmaca olarak niteleyenedir tabii ki bu sözlerim. Hani hiç mektep görmemiş olsa, asla üzülmeyeceğim bilgisizce savunmasından ötürü. Dedim ya Cumhuriyetin okullarında okuyup, o sıralarında dirsek çürüterek yüksek okul bitirmiş insanların sadece ben dedim oldu türünden teorilerine(!)güleyim mi ağlayayım mı bilemiyorum. Şu net bilgileri vereyim hemen ki bir an önce hem mahkeme kararlarını, hem de dergiyi bulsunlar belgelerden. Böyle bir nutuk yok diye bilgece iddia edenin elinde karşı kaynak olmalı öyle değil mi? Bende bu kitabın orijinal baskısı var hiç değilse. Gelip çayımı kahvemi içerlerken, ben de bir yandan üzerinde?Bursa Nutku? yazan kitaptan paragraflar okuyabilirim kendilerine...
?1975 yılında; ilk kez yazılı metin olarak, Cafer Tanrıverdi tarafından halka dağıtılmasından sonra, Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yapılan kovuşturmada, dönemin Türk Tarih Kurumu Başkanı Enver Ziya Karal ve Öğretim Üyesi Sami N. Özerdim´in katkılarıyla Atatürk`e ait olduğu mahkemece karara bağlanan nutkun mahkemedeki orijinal metni aşağıdaki gibidir. Sonradan bulunan, mahkeme dosyasına da konulan, 1935 yılı yayını bir dergide vardır. Bursa´da Türkçe ezan okunmasına halkın karşı çıkması üzerine Bursa´ya giden Atatürk tarafından söylenen bu konuşmadan bir bölüm de, Celal Bayar tarafından meclis kürsüsünden okunmuştur. Daha sonra Türk Tarih Kurumu Yönetim Kurulu´nun 24 Ekim 1966 tarihli toplantısında Bornova Asliye Hukuk Hâkimliğinin 27.9.1966 tarih ve 1966/338 sayılı yazısı ve bu yazıya ekli Atatürk´ün Bursa Nutku ile ilgili sözlerin üzerine gerekli incelemeler yapılır. Bu incelemeler sonunda bu sözlerin Atatürk´ün 1933 Şubatı´nda Bursa´da yaptığı konuşmadan mealen alınmak suretiyle çeşitli tarihlerde basılmış olduğu kanaatine oybirliği ile varılır. Bu mahkeme kararından sonra, nutkun tamamı, serbestçe okunur, söylenir ve dağıtılır hale gelmiştir??
Celal Bayar´ın mecliste bizzat okuduğu nutuk da budur zaten saygın okurlarımız?
?Türk genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, ?Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır.´ demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır. Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, ?Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir.´ diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek, ?Demek adliyeyi ıslah etmek, rejime göre düzenlemek lazım.´ diyecek. Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haklı ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, ?Ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir.´ İşte benim anladığım Türk genci ve Türk gençliği!?
1- Meclis arşivlerine bakıp Celal Bayar böyle bir metni okumuş mu okumamış mı bunu öğreneceksiniz.
2- Mademki bu nutuk uydurmaca, Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesinin bu konu ile ilgili kararını bulacaksınız.
3- 24 Ekim 1966 tarihli toplantısında Bornova Asliye Hukuk Hâkimliğinin kararını da bulup ekleyeceksiniz.
4- Tüm bunları araştırıp asılsız olduğunu belgelediniz, başardınız diyelim. İşte o zaman el birliği ile bu memleketteki basılmış tüm BURSA NUTKU yazılı belgeleri toplayıp el birliği ile yasaklayacağız. Var mısınız? Ya da bomboş konuşup en başta kendinizi kandırmayacaksınız kardeşim, tamam mı?
Gülcan Kalender Güleç ile uyuşturucu konusu?
ESOGÜ Tıp Fakültesi Hastanesi Psikiyatri bölümü öğretim görevlilerindenDoç. Dr. Gülcan Kalender Güleç, ?Sabah Kahvesi? programında konuğum oldu geçen hafta. Çok ilginçtir ki siyaset kulislerinin egemen olduğu Eskişehir medyasında hiç yer almadı. Yirmi gün önce yine aynı televizyon programımda konuğum olan Sayın Büyükerşen´in açıklamaları hala gündemden düşmüyor oysa farkında mısınız? Gülcan hocanın çok yerinde açıklama ve tespitlerinin doğruluğunu, yurdumuzun çoğu yerinden bizi izleyenler teyit etti. Çeşitli illerden katılan acılı anne ve babalar soru yağmuruna tuttu Sayın Güleç´i. Herkes ?bonzai? kurbanı evlatlarını bu ölümcül kuşatmadan nasıl kurtarabiliriz diyerek adeta yalvarıyordu değerli akademisyene. Ne acı değil mi, bizim ülkemizde de artık ateş sadece düştüğü yeri yakıyor. Ve daha da acısı benim asil milletim hala ?bana bişi olmaz? demeye devam ediyor!
OZANCA
Derin düşünceye daldığın zaman
Gam ile kederle dolduğun zaman
Umutsuz çaresiz kaldığın zaman
Türkü söyle türkü dinle türkü sev?
