MEHMET SARAÇ


BAYRAMLAR ÇOCUKLARINDIR

BAYRAM


                                                                                   Belkese köyü /BİLECİK

BAYRAMLAR ÇOCUKLARINDIR

Bayramlar ister milli olsun, ister dini olsun, öncelikle çocuklarındır.

En çok onlar ister, bayramlarımızı.

İlkokul birinci sınıfta eğitmenimin, Cumhuriyet Bayramında, "önce ezberle, sonra da oku" dediği şiirim aklıma geldi. Birkaç cümleydi, ama benim için, çok değerliydi.

O zamanlar köy olmasına rağmen bu bayramlarda, bayram bitmeden kimse işe gitmezdi, okuyacağın şiiri ailen, arkadaşların , öğretmenlerin, bütün köy halkı dinleyecekti.

Eğitmenim "şiiri okurken şöyle bağıracaksın, elini şöyle havaya kaldıracaksın,kürsüye çıktığında başınla, üç tarafa selam vereceksin ve şiir okuman bitince alkışları duyunca tekrar selam verip yerine geçeceksin." derdi..

Dini bayramlarımızda ondan farklı değildi.

Biz ramazan bayramına, şeker bayramı, kurban bayramına da et bayramı derdik. Bayramlarda anne ve babalar, ilk önce çocuklarına yeni urbalar alırlar, giydirirler onları sevindirirlerdi.

Erkek çocukların, bunun yanında olmazsa olmazı, mantar tabancası, yanında otuzluk mantar kutusuydu, onsuz bayrama çıkmazdık.

Dini bayramlar bizim için arife gününden başlar, ikindi namazından sonra mezarlık çevresinde çocuklar şeker torbaları ile sıraya geçer, büyüklerde kuran okunduktan sonra, tek tek çocukların ayağına gidip torbalarına şeker bırakırdı.

Ertesi sabah bayram namazı kılınır kılınmaz hemen, köyün küçük, büyük bütün çocukları evlere, yine şeker toplamaya giderdi. Şekeri almadan, kapıda bekleyen annelerin elleri öpülür, sonra şeker torbaya atılırdı.
Çocuklar, delikanlı olana kadar bu kültür, her dini bayramlarda nesilden nesile tekrarlanırdı.
Ta ki, çocuk "ben şeker toplamaya utanıyorum" diyene kadar...

İster milli bayramlarımızda, çocukken toplum karşısında aldığımız sorumluluk duygusu, topluma saygı sunma, okuduğun şiir sonucu aldığın alkış sesleri, çocuk ruhununun ilk dantelleridir.
Yıne dini bayramlarda, sıra atlamadan ,fakir ,zengin demeden ,bütün evlerin kapılarını dolaşıp, elini öpüp, şekerini aldığın o annelere, yakınlarına, küçük çocuklarına, zarar verebilecek bir düşünce asla yeşermezdi.

Bu gün, o hasletlerin çoğunu kaybettik. Gün geçmiyor ki bir çocuk ölürülmesin, ister ´hava şartları´ de, ister ´yediklerimiz, içtiklerimizden´ de, "biz neden böyle sinirliyiz, asabiyiz?" diye hesap yapalım.
Ama çocukluğumuzdan kalan bu eksiklerimizi de unutmayalım.

HERKESİN RAMAZAN BAYRAMI KUTLU OLSUN

MEHMET SARAÇ