ŞİNASİ KULA


Eskişehir´e yakışmayan ruh hastaları!

Eskişehir´e yakışmayan ruh hastaları!


Ruh hastası ya da şizofreni hastalarına ne kadar ön yargı ile yaklaştığımızı bilir misiniz? Sanmıyorum, çoğumuz bunun farkında dahi değiliz. Ana nedenlerin başında gelen faktörlerin başında önyargı denen o iğrenç yaklaşım biçimi gelmektedir. Çünkü biz önyargı ile hareket etmeyi kanıksamış, yargısız infazlarla insan hayatını karartmayı hüner saymış, çifte standart yaklaşımı(yalakalık da diyebiliriz)her daim geçerli akçe saymış toplumuz. Bunu alt kimliklere indirgemeyiniz, mezheplere indirgemeyiniz. Değil mi ki bu geminin içerisinde yaşayan ve ağır ağır karanlığa ilerleyenleriz, hepimiz için geçerlidir düşüncelerim?

Dört harfli bir hakaret sözcüğünü her kızdığımız dakika söyleriz karşımızdakine;

?hadi ulan ibn??

Ve o ibn? diye her halükarda yargısız infazla karaladığımız guruba karşı son derece mesafeliyizdir sözüm ona! Onları, yani cinsel tercihi bizim dışımızda olan o insanları mahallemizde istemeyiz. Apartmanımızda istemeyiz, yakınımızda yaşamasını hiç ama hiç istemeyiz. Ama nice popüler ibn? yi baş tacı yaparız alimallah!

Huysuz Vildan,

Fatih Kürek,

Bülent Herboy,

Kuşum Aygır ve daha neler neler!

Albümlerini alarak ihya ederiz onları.

Konserlerine giderek ihya ederiz onları.

Televizyon programlarını izleyip reytinglerini tavan yaparak ihya ederiz onları. En küfürlü en hakaret edici sözleri karşısında karımızın yanında sırıtarak alkışlarız onları. Ama iş mahallemizdeki ya da apartmanımızdaki benzer örneklere geldiğinde erkek oluveririz Allah´ın izni ile! ?Müslüman mahallesinde salyangoz satmak var mı üleyn? naraları eşliğinde cellâtlığa soyunuruz arlanmadan?

Önyargı ve çifte standardı içimize sindirmiş ikiyüzlüleriz birçoğumuz!

Ruh hastalarına yaklaşımımız da böylesine samimiyetsizdir.

Toplumda bilinen ve tedavi gören insanımıza bakış önyargılıdır.

Hatta haksızlık boyutundadır desem yaşadıklarımdan öğrendiklerim doğrultusunda yerinde bir değerlendirmedir inanın?

Bunun için ben kayıtlı, bilinen ve tedavi gören ruh hastalarından zerre korkmam. Onların dünyasını algılamak için elimden gelen empatiyi kurabildiğim için asla tehdit olmadıklarını bilirim. Ama toplumda yani her gün içimizde ellerini kollarını sallayarak gezen; sağlıklıyım diye, adamım diye, insanım diye gezen psikopatlardan beklerim kötülüğü her daim. Bu türden insancıklar ne yazık ki öylesine çoğaldılar ki içimizde! Biz klinikteki mazlumlara şefkatle bakar olduk?

Şimdi size Eskişehir´de iki gün önce yaşanmış bir olayı kısaca özetleyeceğim?

Eti Parkın yakınlarında, K? isimli bir eğlence mekânında insanlar maç seyrediyorlar. Sanırım bu Eskişehirspor-Antalyaspor arasındaki maç olabilir emin değilim. Parkın bir bölümünde yani söz konusu mekâna yakın bölümünde de çocuklar güvercinlere hem yem veriyor hem oynaşıyorlar. Bilirisiniz bu güvercinler insana yakındır ve olabildiğince yaklaşmaktan da korkmazlar. Maalesef güvenirler insan denen bu mayası bozuk canlıya hala?

O güvercinlerden bir tanesi de maç izlemekte olan bir gurubun masasına konar. Sen misin bu çakma Polat Alemdar´ın masasına konan? Hayatının hatasını yapar insana güvenen o güvercin. Çakma külhanbeyi, yani ruh hastası o psikopat güvercinin boynunu tuttuğu gibi vücudundan ayırır. Can çekişen bu Allah´ın masum güvercinini de çocukların önüne atar.

Ağlaşan, kaçışan çocuklar?

İğrenç psikopatın adiliği karşısında lal olan diğer müşteriler?

Olayı emniyete yansıtmak isteyen duyarlı bir insanın şikâyetinin ciddiye alınmaması?

Bildiğim ve takip ettiğim kadarı ile olay çarşı karakoluna yansımış.

Bu kişi bulunmuş sonunda ifadesi alınmış.

Tabii ifadesi alındıktan sonra elini kolunu sallayarak çıkmıştır ne olacak başka!

Şimdi içinizden çokbilmişi birileri bana diyor ki; ?yahu kardeşim bunu da sorun etme be. Ülkede daha büyük sorunlar var??

Be Allah´ın çokbilmişi diyorum ben de ona! Bak bu ve böylesi psikopatlar bugün güvercinin boynunu çocukların gözü önünde kopartarak o kirli ruhunu tatmin eder. Yarın da senin gibi ilgisiz, bilgisiz ve bana neci birinin çocuğunun kellesinde denemeye kalkarlar. Çünkü toplum içerisinde elini kolunu sallayarak gezen bu Allah´ın belası karanlık ruhlar her geçen gün artmakta senin gibi körler ve korkaklar sayesinde. Torununun ya da çocuğunun başına gelen acı bir deneyim sonrası benim sözlerim kulaklarında çınlar ama iş işten geçmiş olur?

Bu yazımın; hukukun üstünlüğüne inanan HUKUK ADAMLARINCA, toplumun huzurunu sağlayan EMNİYET MENSUPLARINCA, yüzü halka dönük SAĞLIK YETKİLİLERİNCE bir ihbar olarak değerlendirilmesini ve gereğinin yapılmasını diliyorum. Gözümüzün önünde kelle keserek kendi adaletini sağladığını sananlara zerre kadar tahammülüm yoktur, bu düşüncemi o da bilsin! Hatta buyursun gelsin, bir de bende denesin güvercine gösterdiği o yiğitliğini?

Ha bir de şunu sorayım, mekân sahibi sessizliğinden ötürü rahat mı peki?

 

OZANCA

Karşı koymazsak eğer

Tehlikededir günlük ekmeğimiz

Bacamızın tütmesi tehlikededir

Evimiz, aşkımız, çocuğumuz

Pencerede saksı

Kitap sevgisi, insan sevgisi

Tehlikededir?

                          Arif DAMAR