ŞİNASİ KULA


Haydi Umreye!

Haydi Umreye!


Umre, Müslümanların Kâbe´yi hac mevsimi dışında ziyaret etmelerine denir. Zaten umre´nin anlamı da ziyaret demektir. Fıkhî tanımı, hac gibi bir zamana bağlı olmadan ihrama girerek Kâbe´yi tavaf, sa´y etmek, tıraş olmaktır. Umre kelimesi Kuran ve hadiste geçer. Kuran´da: ?Haccı ve umreyi Allah için tam yapın? şeklinde olan ifade, hadiste: ?İki umre, arasındaki küçük günahların kefaretidir? şeklindedir. Umre yapmak, Hanefî ve Malikî mezheplerinde sünnet, Şafiî ve Hanbelî mezheplerinde farzdır. Yaşamın herhangi bir anında yapılabilir. Hac ve umreyi peş peşe yapmak tavsiye edilmiştir?

                                                  ***

Umre ile genel bir bilgi öğreneyim dediğinizde bu bilgileri sunuyor internet dünyası saygın okurlarımız. Şu sıralar bazı sendikaların dahi ?sömestr Umre programı?altında organizasyonlar düzenlediğine tanıklık etmekteyiz. Bu organizasyonun duyurusunu da özellikle medya önünden yapmaları, işe bankaları katmaları, bankaların da ?reklamın iyisi kötüsü olmaz? mantalitesi ile yaklaşımı ilginç oldukça geldi bana. Geçtiğimiz yıllarda ortaöğretimdeki öğrenciler için de böylesi organizasyonların düzenlendiğini basından öğrenmiştik anımsarsanız?

Bir sendikanın asal görevi nedir?

Emek ekseninde, emekçilerinin özlük ve demokratik hakları ekseninde mücadelede önderlik etmesidir. Sendikalar üyelerinin sosyal aktivitelerini etkin yerine getirebilmeleri bağlamında da öncülük edebilirler elbet. Ve inançları doğrultusunda ibadet hakları da en temel haklarıdır insanların ve hatta sendikaların. Ama burada irdelenmesi gereken konu bu değil!

Neden sendikalar öncelikli konularının çok ötesinde, böylesi bir organizasyonun basın önünde reklamlarını da yaparak kendilerini duyurma çabasındadır konumuz budur. Bir emek mücadelesinde öncü olmaları gereken ve üyelerinin öncelikle hiç kimselere muhtaç olmadan insanca yaşamaları adına haklarını koruması gereken sendikalar işin neden popülist yanını tercih ederler? Açlık sınırının, yoksulluk sınırının açıklandığı ve dudak uçuklattığı gerçeğinin neden asal mücadeleleri olduğunu unuturlar? Bankadan sıfır faizli toplu para çekecekmiş ve bununla Umre görevini yerine getirecekmiş üye!

Faiz yok ödemede eyvallah, lakin sonuçta borç para ile ibadete gidilir mi arkadaşlar? Aile bireylerindeki tüm fertler haklarını helal edecek önce böylesi kutsal görev için girişimde bulunacak Müslüman´a. Borç harç alarak yapmayacak bu işi bir Müslüman öyle değil mi?

Şimdi bir başka pencereden irdeleyelim konuyu.

Allah kabul etsin, öyle veya böyle ibadetini tamamlamak adına bu organizasyon sayesinde dini görevlerini yaptı varsayalım insanlarımızın. Peki, özellikle Milli Eğitim paydasındaki bazı sendika yöneticilerine ve hatta Eskişehir Milli Eğitim Müdürümüze şunları da hatırlatalım!

Ezberci eğitim sistemi bilimsel nitelikten uzak olup çağdaş bir dünyada rağbet görmeyen biçimdir. Deneyler, laboratuarlar, tatbiki(uygulamalı) biçimlerdir geçerli olanı öyle değil mi? Tarihimizle övünmeyi hüner saysak da afaki bilgilerle donatıldığımızdan dolayı sapla samanı sıkça karıştırdığımız bu güzel ülkemizin tarihi bölgelerini öğrenmek adına neden en ufak bir çaba sarf etmeyiz? Mesela Sayın Milli Eğitim Müdürümüze ve hatta Milli Eğitim paydasındaki bazı sendika yöneticilerine sorayım; Tarih-coğrafya branşındaki kaç öğretmen arkadaşımızYazılıkaya´nın yerini biliyor? İnönü Savaşları bu ülkenin bağımsızlık destanının yazılmasında önemli anlardandır bilmem kabul eder misiniz? Peki Metristepe´yi bilmeyen, görmeyen öğretmenlerimizin sayısı kaçtır? Bakınız ben işin fantezi kısmından bahsetmiyorum arkadaşlar! Eskişehir sınırları içerisindeki tüm ortaokul-lise örencileri öğretmenlerinin öncülüğünde böylesi tarihi önemi olan yerleri mutlaka görmelidir demiyorum. Olması gereken ama kimsenin aklına bile gelmeyen böylesi abuk subuk hatırlatmalar değil görevim. Bu işi öğrencilerine öğreten, bu bilgileri öğrencilerine aktararak tarihini unutturmayan öğretmen ve okul idarecilerinden bahsediyorum. Buyurunuz bir anket yapınız efendim hemen yarın hem de! Bu branştaki öğretmenlere sorular yöneltiniz. Eskişehir´de bulunan tarihi önemi olan yer ve mekânları gezip görmüşler mi? Örneğin; Doğanlı Kale-Küllüoba Höyüğü-Ulu Camii-Midas Anıtı? Ya da Frig Vadisinin, Türkmen dağlarının yerini bilmeyen(gitmeyen) bir coğrafya öğretmeni olabiliri mi?

Başta Milli Eğitim Müdürlüğü olmak üzere sözünü ettiğim sendikalar bu tarihi yerleri gezdirmek, öğrencilerinin belleklerine kazımak adına bir eğitsel gezi organizasyonu düşündüler mi hiç şimdiye dek?

Adını bildiğinizden çok eminim rahmetlik Süleyman Çakır´ın. Biyolojik bağlamda çocuğu olmayan ama binlerce manevi evladı olan ve Hacı lakabı ile anılan bu güzel insanın şu sözünü de bilir misiniz acaba?

?İbadet bir ağacın altında da yapılır ama milli eğitim(okul eğitimi) için öncelikle binalar gerekir? diyerek hayrına okullar yaptıran bu saygıdeğer insanımızı tanır mısınız siz?

 

?Nuh´un Gemisi?

Beni bilen bilir, bilmeyen kendi bilir sözünü çok severim. Minnetsizliğin ve başı dik bir yaşam biçiminin sözel ifadesidir?

Kalemimi ve mikrofonumu asla bireysel çıkarlarım adına kullanmadım. Kişisel çıkar gözeterek basitleşmedim hiçbir zaman. Bazen böyle aleni biçimde isimlerini teşhir ederek yazı yazıyorsam da yürek coşkusunun verdiği hazdan ötürüdür bilesiniz ki?

?Nuh´un Gemisi? kentimizde bir veteriner kliniğinin adıdır aynı zamanda. Ve dünkü yazımda konu ettiğimi sevgili Naci Uncu´da (sanıyorum bir de Murat Bey adlı genç ve yetenekli bir veteriner hekim var) bu kliniğin sahipleri. Ulusal basında da yer alan insanlık ayıbı bir haberle ilgili köşe yazım için teşekkür etmek üzere aradı, incelik gösterdi. Bu işin hoş yanı benim için. Lakin hüzün yanı da şu; benim dışımda hiçbir kalem köşesinde bu konuyu dile getirmemiş ne yazık ki! Elbette ki sokak köpeklerini hedef gösteren zihniyet sahiplerinden böyle bir davranış beklemeyiz. Ama bu kentte kendisini hayvan korumacı-hayvan sever olarak tanıtan, bu sayede sivil toplum kuruluşlarındaki konumları gereği saygınlık gören ?cici?hanımlardan veya beylerden iki kelam beklerdik doğrusu?