ŞİNASİ KULA


Neğaddar Enteresan!

Bu yaşıma geldim, darbelerden gözümü açamadım 27 Mayıs1960´da dört beş yaşlarındaydım


Bu yaşıma geldim, darbelerden gözümü açamadım
27 Mayıs1960´da dört beş yaşlarındaydım
Cemal Aga dedikleri biri gözlerimin önünde
Bazen asker, bazen sivil kıyafetli
Bazen de hastane odasında ölüme çeyrek kala
Belli belirsiz gözlerimin önünde
Devrim dediler önceleri
Ve 27 Mayıs devriminden geriye Alparslan Türkeş kaldı
Neğaddar Enteresan!
12 Mart 1971 sabahı yine aynı tablo
Bu sefer on beş yaşlarındayım
Yine yan yana subay amcalar
Yönetime el koyduk diyorlar
Lakin koydukları, senin benim kısacası ülkemin geleceği!
Ne kadar yurtsever, ne kadar devrimci ve ne kadar düşünen insan varsa alayını kodeslere tıkıp; gencecik insanları darağaçlarında sallandırdılar. Demokrat Parti geleneğinin devamı olan Adalet Parti başta olmak üzere sağ geleneğin tüm güruhları o gençlerin idamı için el kaldırıyorlar sevinçle. Lakin Cumhuriyetin-Halkın Partisinden olan azımsanmayacak kadar statükocu da sırıtarak el kaldırıyor gençler asılsın diye. Velhasıl o darbeden de geriye kalan yurtsever insanlara yakılan ağıtlar, acılar ve gericiliğe ödünler kalıyor.
Neğaddar Enteresan!
Bu kez yirmi beş yaşlarındayım.
Gepegenç bir öğretmen, acemi bir koca ve de çocuğu ile birlikte büyüyen deneyimsiz bir babayım. 12 Eylül 1980 sabahı işimize gidelim umudu ile yolumuza koyulmuşken, geri evlerimize gönderiliyoruz askerler tarafından. Güzide ordumuzun yine yönetime el koyduğunu söyleseler de biz yine geleceğimize el koyulduğunu anlıyor, tıpış tıpış evlerimize gidip ajansları dinliyoruz günlerce?
Netküm, kem, küm lakırdıları ayyuka çıkıyor.
Atatürk söylemli apoletli zatlar yan yana.
Televizyonu her açışınızda tuzluk gibi dizilmiş halde karşınızdalar.
Karanlık yüzlü beş kişi her an ekranlarda.
Ekranlarda göründükleri yetmezmiş gibi rüya ve kâbuslarımızda.
Sam Amca ?bizim oğlanlar? diyor onlar için!
Atatürk söylemli ve giyimli çakma baş, elinde Kuranı Kerim miting alanlarında fink atıyor. Ayetler okuyor ve ?neteküm biz Atatürkçüyüz? diyor her cümlesinin sonunda.
17 yaşındaki bir çocuğun yaşını mahkeme kararı ile büyütüp darağacında sallandırıyor o çakma baş. Ne yapalım yani asmayalım da besleyelim mi diye meydanlarda halka sorduğunda; erkten yana olmayı yaşam biçimi sayan şakşakçı halk avuçları parçalanırcasına alkışlıyor o çakma başı. Ve kahraman halkımın %91,2´si o çakma başın yaptığı anayasaya; Sam Amca´nın ?bizim oğlanlar? dediği beşi bir yerde güruha EVET diyerek zalimliklerine ortak oluyor.
Neğaddar Enteresan!
Arada bir nur topu gibi darbecikler oluyordu yine tabii.
Tanklar, tüfekler, aba altı sopalar gösteriliyor zaman zaman!
Fakat 15 Temmuz 2016 Cuma gecesi yaşananlar kadar tarihe iz bırakamayacak türden hepsi bunların. Son yaşanan 15 Temmuz hepsinden bir başka?
Bu kez yaşım altmış.
Gecenin 22.00 sıralarında flaş flaş flaş yazıyor ekranlardan.
Benim gibi anti diziciler-anti izdivaççılar-anti survivorcuların dışında kalan büyük ve muhterem kesim henüz daha pembe dünyalarında. Yani olandan bitenden haberleri dahi yok! İki tane tank Boğaz Köprüsü´nde, elli altmış asker de o tankların yanında İstanbul´a giriş bölümünü kapatmışlar. Kimse bir şey anlamıyor ben dâhil ilk etapta. Alışageldiğimiz bomba ihbarlarından biri diye düşünüyoruz. Kısa bir zaman sonra anlıyoruz ki nur topu gibi bir darbe daha doğdu doğacak! İyi de be darbe alışageldiğimiz darbelerden çok daha farklı. Adeta Hollywood yapımı Sylvester Stallone- Arnold Schwarzenegger filmleri gibi! Bizim bildiğimiz darbelerde ilk önce devleti yöneten siyasiler ve meclis etkisiz hale getirilirdi. Bildiğimiz darbeciler ne kadar alçak da olsa; baştaki siyasileri öldürmeyi akabinde meclisi bombalamayı düşünmez ve denemezlerdi bile. Bizim bildiğimiz darbeciler ne kadar alçak da olsa; Boğaz Köprüsü´nü iki tankla ve elli askerle kuşatmayı iş edinmez ve halka asla ateş açmazlardı. Tanık olduğumuz darbelerden aklımızda kaldığı kadarı ile istihbarat ayrı, Genelkurmay Başkanı daha ayrı, kuvvet komutanları apayrı, ağabey astsubay (!) külliyen ayrı baş çekmezlerdi. Beyinlerimizin tarumar olduğu bir darbecik girişimi kısacası Neğaddar Enteresan!
Ülkemde en büyük ve en kirli örgüt meğer FETÖ imiş.
Gördük ki pkk, ışid, el kaide çakalları bile eline su dökemezmiş.
Ve bu kirli örgüt hayatımızın her alanına sızmış.
Milli Eğitim´den özel eğitime?
Milli Savunma´dan sivil savunmaya?
Sağlıktan sosyal güvenliğe?
Yazılı medyadan görsel medyaya?
Merkezi yönetimden yerel yönetimlere?
Pastacısından börekçisine?
Manavından mahalle bakkalına?
Halı sahada maç yapanından milli takımdakine?
Sokağın beri tarafındakinden karşı tarafındakine?
Düğünde halay çekeninden çiftetelli oynayanına?
Kadınından erkeğine?
Tesettürlüsünden modern giyinenine?
Sünnetlisinden sünnetsizine?
Hamilesinden çocuksuzuna?
Herkesten ve her kesimden ?kandırılan? olmuş ya!
Neğaddar Enteresan!
Ümit Kocasakal; cemaat kimsenin gazozuna ilaç atmadı, gönüllü bir birliktelik oldu diyor. Buradan yola çıktığımızda şöyle bir sonuç karşısında ne yapar hukuk adamları acaba? FETÖ davasından yargılanan herkes he kişi ?biz de kandırıldık? derse ne olacak peki?
Hayatın her alanından, her kesiminden, her meslekten FETÖ örgütü mensupları fışkırıyor adeta. Farkında mısınız Allah´a şükürler olsun ki bir tek siyaset arenasında FETÖ terör örgütü mensubu adı altında tek bir kişi çıkmadı! Tek bir milletvekilinin bile adı geçmedi hamdolsun?
Neğaddar Enteresan!
İnternet öyle bir dünya ki Fethullah Gülen´e övgü yarışına girenlerle dolu. İnsanın geçmişi gölgesi gibidir derim her zaman. Ve o geçmiş asla peşini bırakmaz insanoğlunun. Bu modern çağda, teknoloji çağında yirmi yıl önce söylediklerini alır getirir senin karşına diker. Dünyanın en organize suç şebekesi FETÖ´ye cümle âlem karşı, lanet okuyor! Bu çok güzel ama ne kadar samimi ona bir bakmak gerekmez mi? Bu insanlardan (karşı görünenlerden) büyük bir kısmı zamanında ona övgü yağdırmak, tabanını öpmek üzere sıraya girmişler adeta! Neğaddar Enteresan!