Şinasi Kula


YAZIYORUM

YAZIYORUM


VELEV Kİ GÜVERCİNLERE YEM ATTIM!

Hafta sonu eşimin görevi gereği Kocaeli şehrinde bir akşam konakladık. Gündüz bir başıma kenti gezerken, bahardan kalma bir günün tadını çıkardım ben de. Seka bölgesindeki sahil çalışmaları çok güzel olmuş gidenleriniz bilir. Bahardan kalma günle kol kola gezerek, kent merkezine doğru ilerledim. Deniz, güneş, börtü böcek görüntülüyordu insanların bir kısmı. Ben de güzel görüntüler yakalamak adına etrafımı incelemekteydim elbette. Lakin bildiğimiz o klasik görüntüleri fotoğraflamak hiç içimden gelmedi. Kent merkezindeki bir meydanda aldım soluğu. Balıkçılara ve tarihi bir camiye yakındı bu meydan. Hani algıda seçicilik dedikleri bir olay vardır ya? Gözüm iki metrelik bir direk üzerine kondurulmuş tabelaya ilişiverdi. Malum tabelada ne yazsa iyi; “Güvercinlere yem atmak yasaktır-İzmit Belediyesi”…
 
Yazılanı okuduğum an ters geldim abartmıyorum! Bu ülkede sokak hayvanlarına insanlık dışı her türlü muameleyi yapan ucubeler gördüm. Eşek, keçi, köpek başta olmak üzere tecavüz eden insan müsveddelerinin haberlerini okudum. Ama Allah’ın o mazlum güvercinlerine yem atamayı yasaklayan zihniyete ilk kez tanıklık ettim. Empati kur dedim kendi kendime. Belki hayırlı bir nedeni olabilir bu yasağın, empati kur! Aklıma en ufak bir neden gelmedi inanın. Güvercinler cami avlularının, külliyelerin en güzel görüntülerinden değil midir ey cemaati Müslimlin? Bu yasaklamanın minicik bir geçerliliğini izah edebilecek okurumuz lütfen bizleri aydınlatsın, lütfen!
 
Eskişehirli olduğum için, bu kentte yaşam sürdürdüğüm için mutlanıverdim birdenbire. Yaşama sevinci kaplayıverdi içimi. Benim kentimde de hayvanlara karşı önyargılı bir güruh var biliyorum. Benim kentimde de bu mazlumlara acımasızca zulmedenler var bunu da biliyorum. Ama benim kentimin hiçbir yöneticisinde güvercinlere yem atmayı yasaklayacak, çağdışı bir anlayışı dikte edecek kimseler yok hiç değilse…
 
Hayvanlara zulmederek sapıklıklarını tatmin edemez kimse benim kentimde. Ağzının payını o saniyede alıverir duyarlı insanlar tarafından. Belinden beylik silahını çıkarıp, Allah’ın mazlum bir sokak köpeğine ateş etmeyi hüner sayanlar olmadı mı Eskişehir’de? Oldu olmasına ama kamuoyu karşısında ağzının payını da aldı. İnsanlarımızın böylesi zulümler karşısında, mal gibi sessiz kalmayacağını adı gibi biliyor o ve onun gibiler artık! Tepebaşı Belediyemiz başta olmak üzere Odunpazarı Belediyemizin duyarlı yaklaşımları sonucu sokak hayvanları adına hayırlı birçok iş yapılıyor şehrimde. Eskişehir’de böyle çağ dışı ve insanlık ayıbı bir yasak getirilseydi, yerel medyamız başta olmak üzere kitle örgütleri ayağa kaldırırdı kamuoyunu. İşte Eskişehirli olmanın ayrıcalıklarından biri de bu duyarlılığımız ne mutlu ki! Biz Eskişehirliler sorardık bu yasakçı zihniyete; “Velev ki güvercinlere yem verdim ne yaparsın” diyerek…
 
ÜLKEMDEN MANZARALAR!
 
Yine yakın illerimizden(Adapazarı-Erenler) bir başka manzara görüntülendi geçtiğimiz günlerde. Mazlum bir köpek, boynundan iple bir minibüsün arkasına bağlanmış biçimde objektiflere yakalandı. Kilometrelerce hızlı biçimde giderken ardından da sürükledi bu mazlumu. Gerekçe olarak da “tembeldi, antrenman yaptırıyorum” gibilerden en az kendisi kadar iğrenç bir açıklama yaptı. Bir başka örnek de belediyenin sokak hayvanlarına su içmeleri için tahsis ettiği plastik leğen görüntüsü vardı. İnsan görünümündeki zontalar tarafından su kaplarının içerisine atılanlar dikkatinizi çekmiştir eminim. Dedim ya, çok şükür Allah’a acımasızlar kadar vicdan sahibi insanlar da var bu memlekette. Yoksa bu dünyada cehennemi tadardık. İyi ki varsınız merhamet sahibi güzel insanlar, iyi ki varsınız…
 
OZANCA
 
Allah’ım Zalime Fırsat Vermesin
 
Yanık olur yanık dostluk türküsü
Aldanıp da dost zannetme herkesi
Yoktur zalimlerde Allah korkusu
Allah’ım zalime fırsat vermesin...
 
Veysel ŞİMŞEK