ZEKİ GÜVEN


YENİPAZARLI OLMAK


                                                    YENİPAZARLI OLMAK

             Bilmem dikkat ettiniz mi? İnsanlar hakkındaki düşüncelerimiz onları tanıdıkça değişikliğe uğrar. Kimi insanlar vardır, tanıdıktan bir süre sonra gözünüzde küçülürler. Onlar hakkındaki ilk düşüncelerinizden, ilk değerlendirmelerinizden eser kalmaz. Kimileri de vardır ki  birikimleriyle, mesleki başarılarıyla, insani yönleriyle zamanla  gözünüzde büyür; koskocaman olurlar.  

            Aynı şekilde  diğer şehir insanlarını tanıdıkça hem o şehir insanları hakkındaki düşüncelerimiz hem de kendi coğrafyamızdaki insanlar hakkındaki düşüncelerimiz de değişikliğe uğruyor. Otuz beş yıldır İstanbul´da yaşıyorum. Her şehirden onlarca insanı tanıdım. Şu kanaate vardım: Bizim insanımız gibisi çok az. İnsan kendi coğrafyasında yaşarken bunun pek farkına  varamıyor. Bizim için çok doğal olan bazı güzel davranışlardan, alışkanlıklardan, göreneklerden birçok şehir insanın haberi olmadığını görüyorsun. Ve  doğduğun topraklara hayranlığın daha da artıyor, insanımız gözünüzde devleşiyor.

           İnanın bu coğrafyanın (köylerimiz, ilçelerimiz, bütün Bilecik) bir bireyi olmaktan onur ve gurur duyuyorum. Meğer ne yüce değerlere sahipmişiz. Doğruluk, dürüstlük, alçak gönüllülük, vatanseverlik, yardımseverliğin en üst seviyesi bizde. Sofralarımız sonuna kadar açık... Köy imamı ile köy öğretmenini aynı sofrada buluşturup nöbetleşe bakmak bizde.  Misafirler için eskiden yüklüklerde koca koca yün yer yatakları, evlerde misafir odaları, köylerde misafir konakları bizde. Anaya, babaya, ataya saygı...  Vatan, millet, bayrak ve Atatürk sevgisi ...

           En önemlisi yüreklerimiz sevgi dolu. Acıma duygumuz sınırsız. Gözlerimiz sadece görmek için değil ağlamak için de gerekli organımız. Ellerimizin sadece almak için değil vermek için de yaratıldığının farkındayız. Uzak yakın farketmez bir insanın acısı hepimizin acısı. Üzüntüsü, sevinci; hepimizin üzüntüsü, sevinci...

           2008 yilinda bel fıtığından ameliyat oldum. Pendik merkezdeki evimde  yatıyorum. O an için evde yalnızım. TV´de bir evlilik programını izliyorum. Kastamonu´nun bir köyünden otuz yaşında çok yakışıklı bir genç evlenmeye gelmiş. Babası ile amcası bir tarla meselesi yüzünden tartışmışlar. Amcası tüfekle bunlara ateş etmiş ve o zaman on üç yaşında olan bu çocuğun iki gözüne saçmalar dolmuş ve iki gözü de kör olmuş. Şimdi anası ile yaşıyor. Babası iki sene önce ölmüş. "Anam bana göz oluyor şimdilik. Birlikte pazara gidiyoruz anam alıyor ben taşıyorum." diyor. Babasına da öfkeli. "Yirmi beş otuz yaşıma geldim oğlum ne yapıyorsun demedi. Sağlam sakat, topal mopal birini bulalım sana  demedi. Yarın anam da ölürse ne olacak benim halim?.." Çok etkilenmiştim.

            Kapı çaldı. Açtım. Komşular eşleriyle geçmiş olsuna gelmişler. "Hayrola Zeki Bey bir şey mi oldu? Ağlamışsınız..." Ben gözlerim kırmızı , yanaklarım yaşlarla dolu açmışım kapıyı. Sebebini kısaca anlattım. "Amaaaaan Zeki Bey!.."

          Benim gençliğimde traktörlerin, taksilerin kontak anahtarı üstünde; ruhsatları torpido gözünde bulunurdu. Ev kapıları kilitlenmezdi...  Traktörle, taksiyle köylerden geçerken beni durdurup fırından yeni çıkmış peynirli, kabaklı pideyi bana uzatıp "Al oğlum, ısıcacık yiyiver." diyen annelerimizi hatırlıyorum.

           Kırlarda yemek yerken yakında, uzakta gördüğü tanıdık tanımadık kişiyi, çobanı, sığırtmacı  sofrasına davet edip azığını paylaşmak bizde. Tarlada, evde kuşluk ve beş çayını konu komşuyla içmek  bizde... Annelerimizin  avlumuza  gelen yoksul çocukların karnını doyurup düzende dokuduğu göyneklerden giydirmesi bizde... 

            Yenipazarlı olmak, yeri gelince ağlamak yeri gelince haksızlığa karşı durmak demek. Yenipazarlı olmak Karadenizli´nin kemençeyi duyup çoştuğu gibi  çiftetelliyi, zeybeği  duyduğunda yoğun duygular yaşamak; güçlüye, kuvvetliye kafa tutmak demek. Karadenizlinin on dörtlüyü sıktığı gibi  düğünlerde yedi altmış beşi tak tak tak saydırmak demek. Bazen de anaya, babaya, çaresizliğe, yalnızlığa, sevdiğine..  içerleyip  müziğin de etkisiyle bir köşede gizlice gözyaşı dökmektir.

            Yenipazarlı olmak gelen geçen yesin diye yol kenarındaki tarlasına Hatipoğlu Bekir Güven gibi nohut ekmektir. Yukarınardınlı Jandarma Mustafa Ünal gibi meyve ağacı dikmektir. Kurt, kuş, insanlar  içsin diye Belkeseli Hacı Ömer gibi, Ahlarlı Tüfekçi Mustafa Kaya gibi, Belenörenli Yakışıklı Mehmet Özmen, Mehmet Ünsal gibi çeşme, pınar yapmaktır. Yenipazarlı olmak beş on  haneli köyüyle hıdrellez mevlidi düzenleyip bütün coğrafyayı misafir etmektir.

            Birkaç sene önce bir arkadaşımın öğretmen çocuğunun Anadolu´dan İstanbul´a tayini çıkmış. Telefonla çocuğunu aradım." Hiç çekinme. İnan o okulun en kaliteli insanlarından birinin sen olduğunu en kısa zamanda anlayacaksın. Git ve Bilecik´imizi aslanlar gibi temsil et. Bir adam görsün İstanbul." dedim.

           Gerçekten bizim insanımız insani değerler bakımından çok farklı. Atalarımız, analarımız, babalarımız, komşularımız bizi ne de güzel yetiştirmişler. Öyle değil mi?

           Öte yandan Yenipazarlı olmak hoşgörülü olmaktır. Hacısı, hocası, cumacısı, sadece ramazan ayında  namaz kılanı,  oruç tutanı, tutmayanı, genci, ihtiyarı, bayram namazlarında buluşup  birbirleriyle bayramlaşıp kucaklaşmaktır. 

             Yenipazarlının sözü senettir; yemeği çörektir, börektir. İçeceği hoşaftır.

            Yenipazarlı olmak kadın erkek farketmez bütün yüce insani değerlere sahip olmaktır. Kadınımız yeri gelir tek başına atına, eşeğine, traktörüne binip dağa, tarlaya gider. Yeri gelir giyinir kuşanır  düğüne, nikaha gider. Yeri gelir  muhtarlık yapar. Korkusuzca, özgüvenle... Kimse yan gözle bakamaz, bakmaz zaten. 

            Yenipazarlı namusuyla yaşar, şerefiyle ölür. Yenipazarlı için bayrağımız, kız  kardeşimizin gelinliğidir. Şehitlerimizin son örtüsüdür. Vatan, uğrunda seve seve can verilecek kutsal bir  toprak parçasıdır. T.C. atalarımızdan bize en değerli armağandır.

            Ne mutlu Yenipazalıyım, Bilecikliyim  diyene! Zeki Güven Yenipazar, 18.03.2017

mehmet çoban
19.03.2017 13:09:18
ağzına sağlık abi ne güzel anlatmışsın

Veli GÜNEŞ
19.03.2017 21:27:13
Zeki Hocam eline saglik. Nede güzel tercuman oluyorsunuz bizlerin goruş ve hislerine. Her yazınızı okuyorum ve begeniyorum. Bu yazınız bir baska güzel. Hoşçakalın. Veli GÜNEŞ

zekeriya kayıkcı
23.07.2018 01:02:19
Değerli hocam sizi busitedeki yazılarınız ile gıyaben tanıyorum. Duygularınız, diliniz, samimiyetiniz, vatanseverliğiniz ve samimiyetinizle Yenipazar topraklarının yetiştirdiği bir vatan evladı olduğunuz çok belli. Benim aslında Yenipazar ile bir organik bağım yok ama uzakta da olsam bir gönül bağım var. 1997 yılında yenipazara yakın olan Göynük ün bir köyüne İmam olarak atandım. cemaatim sayesinde Çarşamba pazarını öğrendim ve artık ihtiyaçlarımı yenipazardan karşılamaya başladım. Orta kahvenin önünde hiç tanımadığı birine çay ısmarlayan adamları tanıdım, nerelisin diye sorulan sorulara kızılkuyu Caferler mahallesinde imamım diye cevap verdiğimde OOOO sende Yenipazarlı sayılırsın diyerek verilen fahri hemşehrilik ünvanını hala hissederim. Ahirete göçenlere Rabbim rahmet eylesin bakkal fahri amca, pelitçikli berber, nalbant İbrahim abi, arap rahmi amca, çelikoğlu Ahmet abi, arabacı amca (sanayi esnafından). Hatipoğlu Bekir Güven, Bakkal nuri amca, tahsin amca, ömer güven amca ve daha isimlerini zikredemediğim onlarca Yenipazarlı kendine has özelliği ve güzelliği olan insanlardı. son olarak yenipazarla ilgili bir anımızı paylaşmak istiyorum. Ağustos ayının son günleri malum Yenipazar panayırı. hava sıcak olduğu için eşimle gece panayıra gitmeye karar verdik. akşama yakın dakikalarda yenipazara geldik ve bekir güven amcanın işyerinin oradaki geniş alana (ki o zamanlar köylü vatandaşın ücretsiz otoparkıydı) arabayı çektik. arbadan inerken akşam ezanları okundu ve eşim hemen orada akşam namazını kılmak istedi ve arabadaki hasırı serip namaza durdu. eşim namazını bitirdiğinde karşı evin balkonundan, sonradan bekir amcanın eşi olduğunu öğrendiğimiz bir abla samimiyet yüklü bir ses tonuyla:--Kız ablasının orada namaz kılnırmı buyrun eve çıkın. hem akşam vakti bi tas çorbamızı için diyerek bize Yenipazarlı olmanın ne olduğunu öğretmiş oldu aslında. Bu nazik daveti yine nezaketle geri çevirerek panayırımıza gittik ve o esnada hanıma sordum: bizim orda olsa böyle hiç tanımadıkları birine bu şekilde davranırlarmı? hanım bilmiyorum ama heralde olmazdı diyerek dürüst bir cevap verdi. Allah bu sosyal yapıyı bozmasın. selam olsun Yenipazarlılara ve kendini Yenipazarlı hissedenlere.

Zeki Güven
25.07.2018 20:46:57
Değerli Kaşıkçı hocam, Şahsım ve Yenipazarlılar ile ilgili düşünceleriniz için çok teşekkür ederim. İnşallah uygun bir zaman ve yerde sizinle Yenipazar hakkında bolca konuşmak nasip olur. Kadirşinas kişiliğinizin bütün cemaatinize örnek olmasını gönülden dilerim.Zeki GÜVEN