ŞİNASİ KULA


Yuvanı süsleyecek bir yârin olmalı!

Yuvanı süsleyecek bir yârin olmalı!


İnsanın diğer yarısıdır yâri. Bir başına yaşamın yarım yamalak bir tercih biçimini de seçebilirsiniz kendinize. Sorumluluklardan uzak, çocuktan uzak, törpülenmekten uzak olan biçimini yaşayabilirsiniz. Nefsinizin dışında kimseleri dâhil etmezsiniz beklentilerinize. Gençliğin verdiği güç ve vurdumduymazlık ile dünyaya tek başınıza hükmedeceğinizi düşünebilirsiniz. Tavşanlar gibi çiftleşebilirsiniz ihtiyaç hissettiğiniz her an ve her önünüze gelenle.  Hayat dediğin ne ki zaten” kandırmacası ile felsefeler üretip, dünya pipinin üzerinde dönüyor zaten diye işin duygu ve ruh halini görmezden gelebilirsiniz. Bu olası elbette ama nereye kadar? Yerçekimine dayanamayan vücudunuz patlıcan misali çürümeye başladığında, organlarınız yere doğru seyir alırken nefesinizi başka bir yerden almaya başladığınızda bu savunduklarınızın sadece kendinizi kandırmak olduğunu anlarsınız. Hayat dediğiniz tiyatro tek kişilik bir oyun değildir bilesiniz ki. İki kişinin birlikteliği üzerine yazılmıştır asıl senaryo…

İşte bu yüzdendir ki bir yârin olmalı hayat denen serüven içerisinde. Bir yar seçmelisin uzun vadeli düşünerek. Uzun vadeli düşünüldüğü zaman elbette zahmetli olur bu çok doğal. Çünkü bazıları her ne kadar sadece bu işin sonunda yemek istese de, meselenin özü emektir! Emeksiz sevgi söz konusu değildir. Emek kısmı bazılarının bencil karakterine çok uzak olsa da bu gerçek değişmez…

Saçlara kar yağmaya başladı bir mevsimde önemi anlaşılır yârin. Yalnızlık insana göre değil diye düşünmeye başlarsın her an artık. Bir yârim olmalıydı diye iç sesinle didişmeye başlarsın farkında olmadan. Evet, bir yârin olmalı bu hayatta. Uzun yıllar tanıklık ettiğin ya da sana uzun yıllar tanıklık eden bir yârin olmalı. Kimi zaman hazla, bazen niyazla geçen birlikteliğin süresince iki iken bir olduğunuz biri gerekli. İşte o birinin genel adına  yar” denir bilesin. Mahrem yerindeki sivilceyi göstermekten çekinmediğin ama kaybetmekten ödünün patlayacağı bir yar! Kaybetme korkusu yaşarken panikatak nöbetleri geçirdiğin o kişi senin öbür yarındır işte. İster öbür yarım de, ister yârim de fark etmez. İşte kavga ettikten on dakika sonra gönlünü almak adına şirinlikler edeceğin, hatta biraz yavşayacağın, iyi de ama sen de şu konuda yanlışsın” diye söz başlayıp barışmak için an kollayacağın en yakın dostundur o…

Benim bir yârim var böylesi. On sekiz yıldır hayatın her zerresini paylaştığım, tercihimden ötürü her türlü bedeli ödediğim ve ödemekten pişman olmadığım birisi var. Ve bugün evlilik yıl dönümüz o kızla. İzmirli o,  İzmir'i özledim” zırıltısını sıkça dinlemek zorunda kaldığım o kızla İzmir'de yıllar önce bugün evlenmiştik. Bir yâri olmalı insanın gerçekten de. Yuvasını süsleyecek bir yâri olmalı!

 

Kep giyme töreni de yasak!

Şimdilik Pendik Milli Eğitim Müdürlüğü kapsamında geçerli bu yasak. Lakin emin olduğumuz bir konu var ki alıştıra alıştıra taktiklerinin bir parçası olması nedeni ile genelleme de yapabiliriz. Öncelikle pilot bölgeden gelecek tepkiyi bekleyecek malum kişiler! Baktılar ki ciddi bir karşı koyma yok, tamam diyecekler, bu uygulama tüm illerde geçerlidir. Gereğini yapıp valilikle postalayacaklar genelgeyi. Kep giyme törenleri bundan kelli yasaklanmıştır” deyip, uygulamaya koyacaklar…

2014-2015 yılı eğitim-öğretim döneminin sona ermesine az bir süre kala, Pendik'te öğrencilerin dört gözle bekledikleri mezuniyet törenlerinde kep ve cüppeye yasak getirildi. İlçe Milli Eğitim Müdürü yasağın gereğinin ivedilikle yapılması istemiş. Gerekçesi de şuymuş zatı muhteremin…

  Okullarımız, çocukların ilgi ve yeteneklerini geliştirmelerine fırsat sağlayan, zihinsel gelişmelerinin yanında yüksek ahlak ve karakter sahibi, milli ve insani değerleri benimsemiş bireyler yetiştirilmesi gereken mekânlar olmak durumundadır. Bu sebeple, öğrencilerimizin okul içi ve okul dışı sosyal ve kültürel faaliyetlerinin, eğitimin genel amaç ve temel ilkelerine uygun gerçekleştirilmesi, öğrencilerimizin bu tür faaliyetlerde yapılan uygulamalarla değer karmaşası ya da çatışması yaşamalarına fırsat verilmemesi gerekmektedir.”

Nelere alıştırmadılar ki!  Bize bişi olmaz” diye kafasını kuma sokmaya devam eden yurdum iyimserlerinin yakında her şeylerini alacaklar ama iş işten geçmiş olacak kanımca…

 

OZANCA

Karanfil Kokan Yârim…

Gözlerinin karası kalbimden vurur

Ayrılığın acısı yakar kavurur

Dört duvar içindeyim, karşımda sensin

Karanlıkta aydınlığı düşündürensin

Karanfil kokan yârim,

Hüzünlü bakan yârim

Sensiz geçmiyor yaşam

Yollarını beklerim… Şinasi KULA